25 Kasım 2017 Cumartesi

Riskli Yapı Tespiti İtiraz ve Dava Yolu

Riskli Yapı Tespiti İtiraz ve Dava Yolu

1. Genel Olarak

Halk arasında genellikle "Deprem Kanunu" olarak bilinen, "Deprem Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" (Kanun, 6306 sayılı Kanun) ile  afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek amaçlanmıştır.

Riskli Yapı ise, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un m. 2/d bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Riskli yapı, Riskli alan içinde veya dışında olup, ekonomik ömrünü tamamlamış olan, ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmi ve teknik verilere dayalı olarak tespit edilen yapıyı ifade etmektedir.”

Riskili yapının tespiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanmış olan ve Resmi Gazete'nin 15.12.2012 tarih ve 28498 sayılı nüshasında yayımlanan "6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği"ne göre yapılmaktadır. Buna göre: masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır.

Riskli yapılar, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verilir.

2. Riskli Yapının Tespiti

Yönetmeliğin 5. maddesine göre riskli yapının tespiti:

(1) Riskli alan;
a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) (Mülga:RG-28/7/2017-30137)
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.
(2) (Değişik:RG-27/10/2016-29870) Bakanlıkça;
a) Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde;
1) Planlama veya altyapı hizmetlerinin yetersiz olması,
2) İmar mevzuatına aykırı yapılaşmanın bulunması,
3) Altyapı veya üstyapıda hasar meydana gelmiş olması,
sebeplerinden birinin veya bir kaçının bir arada bulunması halinde,
b) Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlarda,
uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenen alanlar, riskli alan olarak belirlenmek üzere teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.
(3) (Değişik:RG-27/10/2016-29870) TOKİ veya İdare, riskli alan belirlenmesine ilişkin bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan riskli alan tespit talebinde bulunabilir. Bakanlıkça, uygun görülen talepler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak, teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.
(4) (Değişik:RG-27/10/2016-29870) Riskli alan belirlenmesi için alanda taşınmaz maliki olan gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri, riskli alan belirlenmesine ilişkin bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosya ile birlikte Bakanlık veya İdareden riskli alan tespit talebinde bulunabilir. İdareye yapılacak talepler Bakanlığa iletilir. Bakanlıkça uygun görülen talepler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak, teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.

usulüne uyularak gerçekleştirilir. Buna göre süreci şemalandırmak gerekirse aşağdaki gibi bir süreç işleyecektir. 


Riskli yapının ne şekilde ve kimlerce tespit edileceği uygulama yönetmeliğinin 6. maddesinde açıklanmıştır. Riskli yapıyı tespit etme yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Bakanlık tarafından yetkilendirilen Üniversiteler ve Bakanlık tarafından lisanslandırılan Özel Firma ve Kuruluşlara aittir.

Riskli yapı gözleme dayalı bir tespitle değil Yönetmelikteki usullere göre tespit edilir. 


3. İtiraz Süreci ve Dava

Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesine göre: tiraz veya yargı kararı üzerine yeniden rapor tanzim edilmesinin gerekmesi, raporun gerçeğe aykırı düzenlendiğinin tespit edilmiş olması ve yapının risk durumunu etkileyebilecek kasdi bir müdahale dışında somut bir hadisenin gerçekleşmiş olması halleri hariç olmak üzere, her yapı için sadece bir adet riskli yapı tespiti raporu düzenlenebilir. Lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar riskli yapı tespit talebi üzerine, o yapı hakkında daha önce riskli yapı tespit raporu düzenlenip düzenlenmediğini elektronik yazılım sistemi üzerinden kontrol eder. Elektronik yazılım sistemi üzerinden yapı kaydı oluşturulduktan sonra iki ay içerisinde riskli yapı tespitinin yapılmaması halinde tespit başvurusunda bulunan malikin talebi üzerine oluşturulan yapı kaydı elektronik yazılım sisteminden silinir. Riskli yapı tespit raporunda, tespite konu binanın Ulusal Adres Veri Tabanında belirtilen adresinin ve bina kodunun yer alması zorunludur.

Riskli yapı tespitine ilişkin raporların bir örneği, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde, tespiti yapan İdarece veya lisanslandırılmış kurum veya kuruluşça, tespite konu yapının bulunduğu ildeki Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye gönderilir. Raporlar Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde incelenir ve herhangi bir eksiklik tespit edilmesi halinde gerekli düzeltmeler yapılmak üzere raporu düzenleyen kurum veya kuruluşa iade edilir. Yapılan incelemede raporlarda herhangi bir eksiklik yok ise, riskli yapılar, Müdürlükçe en geç on iş günü içinde, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, ilgili tapu müdürlüğüne bildirir. Müdürlükçe veya riskli yapı tespitine karşı yapılan itirazı inceleyen teknik heyetçe, riskli yapı tespit raporunda tespit edilen teknik inceleme eksikliklerinin tamamının, raporu düzenleyen kurum veya kuruluşa bildirildiği tarihten itibaren otuz gün içinde düzeltilmesi ve raporun Müdürlüğe sunulması zorunludur. Lisanslı kurum veya kuruluşun otuz günlük süre içerisinde gerekçeli talebi üzerine eksikliklerin giderilmesi için ek süre verilebilir.

İlgili tapu müdürlüğünce, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler, riskli yapı tespitine karşı tebligat tarihinden itibaren onbeş gün içinde riskli yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe itiraz edilebileceği, aksi takdirde İdarece verilecek süre içinde riskli yapının yıktırılması gerektiği de belirtilmek suretiyle, aynî ve şahsî hak sahiplerine 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre tebliğ edilir ve yapılan bu tebligat yazılı olarak veya elektronik ortamda Müdürlüğe bildirilir. Arsa paylı tapularda, arsa üzerindeki riskli yapının arsa malikleri dışındaki bir başkasına ait olması durumunda Müdürlükçe tapu müdürlüğüne bildirilecek yapı sahibine; arsa üzerinde birden fazla yapı olması ve riskli yapının arsa maliklerinden sadece bazılarına ait olması durumunda ise sadece riskli yapının sahibi olan arsa hissedarlarına ve ilgili aynî ve şahsî hak sahiplerine tebligat yapılır. Tapuda kayıtlı malikin ölmüş olması hâlinde, Bakanlık, Müdürlük veya İdare tebligat işlemleri için 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyım tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya yetkilidir.

Riskli yapı tespitine karşı yapı malikleri veya kanunî temsilcilerince on beş gün içinde yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe verilecek bir dilekçe ile itiraz edilebilir. İtirazın süresi içerisinde ve yapı malikince yapılıp yapılmadığı Müdürlükçe kontrol edilir. Süresi içinde yapılmayan itirazlar ile yapı malikince veya malikin vefat etmiş olması halinde mirasçılarınca yapılmayan itirazlar işleme alınmaz.

Riskli yapı tespiti yapılan yapının bulunduğu ilde itirazı değerlendirecek teknik heyetin teşkil edilmemiş olması halinde, itiraz dilekçeleri ile itiraz edilen tespite ilişkin raporlar, yapının bulunduğu yerdeki Müdürlükçe, o il için yetkilendirilmiş teknik heyetin bulunduğu ildeki Müdürlüğe gönderilir.

Riskli yapı tespit raporuna itirazın sonuçsuz kalması halinde, tebliğ tarihinden itibaren, 30 gün içerisinde, İdare Mahkemesi’ne dava açılarak, riskli yapı tespit raporunun iptali istenebilir. Fakat, yargı sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için, riskli yapı tespit raporuna karşı, delil niteliğinde, çok ciddi belge ve argümanların bulunması gerekmektedir. Riskli yapı tespit raporlarına karşı yürütülecek dava ve itirazlarda, binanın yapılış tarihinin önemli olduğunu yukarıda belirtmiştik. Normal şartlarda, idari işlemlere karşı dava açma süresi, “60” gün iken, 6306 sayılı yasa uygulamalarında dava açma süresi, “30” gündür.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nu 27. maddesine göre, idari işleme karşı dava açılması, işlemin yürütmesini durdurmaz. Bu sebeple, riskli yapı kararına karşı açılacak iptal davası, kararın uygulanmasını durdurmayacaktır. Dava açılmış olsa dahi, yasada tanımlanan, 60 + 30 günlük sürelerden sonra, binanın yıkılması söz konusu olabilir. Bu sebeple, açılan davanın bir anlam ifade edebilmesi için, İdare Mahkemesi’nin, davada ileri sürülen delilleri esas alarak, “Yürütmenin Durdurulması Kararı” vermesi gerekmektedir.

Av. Ferman Kaya


Konuya ilişkin aşağıdaki BAM ve Danıştay kararları incelenebilir.

Danıştay 14. D., E. 2014/10762 K. 2016/950 T. 16.2.2016

İstemin Özeti : İzmir 4. İdare Mahkemesinin 19.06.2014 günlü, E:2013/1485, K:2014/811 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; İzmir İli, A1, 6027 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının, 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli yapı olarak tespit edildiğinden bahisle anılan yapının 07.11.2013 tarihine kadar boşaltılıp yıktırılması gerektiğine ilişkin Buca Belediye Başkanlığının 23.10.2013 günlü, 7067 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Birlik Apartmanı'nın riskli yapı olarak belirlenmesinden sonra bu işleme yapılan itirazın 25.07.2013 tarihinde reddedilmesi ve bu işleme karşı dava açılmaması sonucu, taşınmazın riskli yapı olarak belirlenmesine ilişkin işlemin kesinlik kazandığı, ayrıca Buca Tapu Müdürlüğünün 26.06.2013 tarihindeki tebligatından sonra mevzuat gereği yapı maliklerine riskli yapının yıkılması için verilen altmış gün içinde yapının yıkılmadığı dikkate alındığında, yıkılması gereken riskli yapının boşaltılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin (d) bendinde; "Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı ifade eder", 3. maddesinde; "Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan tespit işleminin masrafı ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine, masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir. Riskli yapılar, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verilir.", 5. maddesinde, riskli yapıların tahliye ve yıkımına ilişkin düzenleme yapılmış, 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 3. maddesinde; "İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini, Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini", "Müdürlük: Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü olan illerde bu Müdürlüğü, diğer illerde ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü" ifade etmekte olup, 8. maddesinin 1. fıkrasında "Riskli yapı tespitine karşı yapılan itirazın reddedilmesi veya riskli yapı tespitine itiraz edilmemesi suretiyle, riskli yapı tespitinin kesinleşmesi halinde Müdürlük, gerekli tebligatların yapılmasını ve riskli yapının yıktırılmasını İdareden ister." hükmü ile 2. fıkrasının (a) bendinde "İdarece; Altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması yapı maliklerinden istenilir. Maliklere yapılacak tebligatta, riskli yapıyı kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi kullananlara tahliye için malik tarafından bildirim yapılması gerektiği belirtilir." ve (c) bendinde "(a) bendinde verilen bu süre içerisinde riskli yapıların yıktırılıp yıktırılmadığı mahallinde kontrol edilir ve riskli yapılar, malikleri tarafından yıktırılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulur." hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden, riskli yapı tespitine karşı yapılan itirazın reddedilmesi veya itiraz edilmemesi suretiyle kesinleşmesi durumunda Müdürlükçe, gerekli tebligatların yapılması, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeden, bu sınırlar dışında kalan yerlerde il özel idaresinden, büyükşehirlerde büyükşehir belediyesinden, bakanlığın yetkilendirmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyesinden, riskli yapıların yıkımı için yapı maliklerine 60 günden az olmamak üzere süre verilmesi istenileceği, verilen süre içerisinde riskli yapılar, malikleri tarafından yıktırılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulacağı anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, A1, 6027 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının, 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli yapı olarak tespit edildiği, davalı idarece; Buca Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünce 26.06.2013 tarihinde tebligat yapıldığının ve bu tarihten itibaren 60 günü geçtiği halde yapının tamamen boşaltılmadığının görüldüğü belirtilerek, en geç 07.11. 2013 tarihine kadar yapının boşaltılarak yıktırılması gerektiğine ilişkin dava konusu 23.10.2013 günlü, 7067 sayılı işlemin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda; her ne kadar İdare Mahkemesince; riskli yapı kararının kesinlik kazanması üzerine Buca Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 26.06.2013 tarihli tebligatı üzerine 60 günlük süre geçtiği halde yapının yıkılmadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, yukarıda yer verilen mevzuat gereği yapının 60 günden az olmamak üzere verilecek süre içerisinde yıkılması gerektiğine ilişkin yapı maliklerine belediyelerce veya il özel idaresince tebligat yapılacağı açık olup, Buca Belediye Başkanlığınca, usulüne uygun şekilde 60 günden az olmamak üzere vereceği süre ile yapının yıkımı noktasında yapı maliklerine tebligat yapılmayıp, içeriği belli olmayan Buca Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 26.06.2013 tarihli tebligatına atıfta bulunmak suretiyle bu tarihten itibaren 60 gün geçmesine rağmen yapının yıkılmadığının görüldüğü gerekçesiyle, kanunda öngörülen sürelerden daha az bir süre verilerek 07.11.2013 tarihine kadar yapının boşaltılarak yıkılması gerektiğine ilişkin 23.10.2013 tarihli dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.


Açıklanan nedenlerle, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 19.06.2014 günlü, E:2013/1485, K:2014/811 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Ankara BİM, 5. İDD, E. 2017/428 K. 2017/1263 T. 30.5.2017

İSTEMİN ÖZETİ: Kastamonu İdare Mahkemesi'nce verilen 28/09/2016 günlü, E:2016/175, K:2016/934 sayılı kararın; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMALARININ ÖZETİ: İstinaf yoluna başvurulan kararda kaldırma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan karara karşı yapılan başvurunun reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesince dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, Karabük İli, A1 İlçesi, 604 ada, 71 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki yapının riskli yapı olduğunun tespitine ilişkin Karabük Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin, bu karara istinaden belediye encümenince verilen 24/03/2015 günlü, 363 sayılı yıkım kararının, işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptaline ilişkin işlem ve mühürleme işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davacının, Karabük ili A1 ilçesi, A2 Caddesinde bulunan, 604 ada 71 parsel sayılı yerde bulunan binanın kiracısı olarak kahvehane işlettiği, yapı hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış F1 Yapı Malzemeleri Laboratuar Hizmetleri Limited Şirketi tarafından düzenlenen riskli yapı tespit raporunun incelenmesi sonucunda, söz konusu yapının riskli yapı olduğunun tespit edildiği, bina maliki tarafından riskli yapı tespitine karşı yasal süresi içerisinde herhangi bir itiraz yapılmaması üzerine riskli yapı tespitinin kesinleştiği, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 5.maddesinin 3.fıkrası ve 6306 sayılı kanunun uygulama yönetmeliğinin 8.maddesi gereğince riskli yapının malikine yıkım için 60 günden az olmamak üzere süre verilmesi, malik tarafından tahliye işlemleri için kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine bildirim yapılması gerektiğine ilişkin 25.03.2015 tarih ve 363 sayılı işlem ile yıkım tebligatı yapılması ve bunun üzerine 18.01.2016 tarihinde 2011/44 sayılı kahvehane vasıflı işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesiyle kiracı konumunda olan davacı tarafından söz konusu işlemlerin iptali istemiyle bu davanın açıldığı her ne kadar kiracı sıfatıyla menfaat ilişkisine dayanılarak bazı durumlarda kiracının dava ehliyetinin bulunduğu ve dava açabileceği kabul edilebilse de, dava konusu olayda, hazırlanan riskli yapı tespit raporu ve bu tespite yönelik taşınmaz malikinin herhangi bir itirazının bulunmadığı dikkate alındığında, binanın riskli yapı olduğu, yıkımının binada oturanların can güvenliği bakımından zorunlu olduğu gerekçesiyle yıkımı için taşınmazın maliki adına işlem tesis edildiği, bu işlemlerin iptali istemiyle uyuşmazlık konusu yapı ile mülkiyet ilişkisi bulunmayan kiracı konumundaki davacının bakılan davayı açtığı, taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkına dayalı olarak en geniş şekilde tasarrufta bulunma yetkisi olan kişinin taşınmaz maliki olması gerektiği açık bulunduğu bu nedenle; telafisi olmayan ve taşınmazın esaslı unsurlarını ilgilendiren bir konu, bu konuda karar alma yetkisi bulunmayan ve kira ilişkisi sona erdiğinde taşınmazı yasal olarak boşaltması gerekecek olan kiracının iradesine bırakılamayacağından,malikin taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin ve iradesinin hilafına olacak şekildeki bir taleple kiracının dava açma ehliyetinin bulunduğu da kabul edilemeyeceğinden kiracı tarafından açılan bu davada riskli yapı tespitine ilişkin işlem, 25.03.2015 tarih ve 363 sayılı yıkım kararı ve 09.02.2016 tarihli mühürleme işlemi açısından davanın ehliyet yönünden reddi ve yıkım kararı verilen yapıda kahvehane işletmenin mümkün olmayacağı açık olduğundan işletme ruhsatının iptalinde hukuka aykırılık görülmeyerek anılan işlem yönünden davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Davanın kısmen ehliyet kısmen esastan reddi yolunda Kastamonu İdare Mahkemesi'nce verilen 28/09/2016 günlü, E:2016/175, K:2016/934 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf başvurusunun REDDİNE, istinaf yargılama giderlerinin başvuranın üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın başvurana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrasına göre kesin olarak 30/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder