19 Mart 2020 Perşembe

Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğinden Yararlanma

1. Genel Olarak Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği

Kısa çalışma kavramı ilk olarak 4857 sayılı İş Kanunu'nun 65. maddesinde düzenlenmiştir. Daha sonra yapılan değişiklikle düzenleme İş Kanunu'ndan kaldırılarak, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nun ("4447 sayılı Kanun") Ek 2. maddesine alınmıştır. 6111 sayılı Kanun ile kısa çalışmanın uygulama alanını genişletmiştir. 4447 sayılı Kanunu EK 2. maddesine dayanılarak "Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik" düzenlemiş ve anılan Yönetmelik Resmi Gazete'nin 30.04.2011 tarih ve 27920 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

2. Kısa Çalışma Ödeneğinden Yararlanma Koşulları ve Yapılan Ödemeler

Genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir) sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır.

Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. 

İşçinin kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için; işverenin kısa çalışma talebinin Kurum (İŞKUR müfettişlerince uygunluk tespiti yapılmaktadır) tarafından uygun bulunması ve işçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, 4447 sayılı Kanunun 50. maddesine göre çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması gerekmektedir.

İşsizlik sigortası ödeneğine hak kazanmak için ise, kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün çalışıyor olması ve son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödenmiş olması gerekmektedir. Bu koşullar iş müfettişlerince yapılacak inceleme esnasında var olmalıdır. Covid-19 salgını kapsamında 7226 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle değişiklik yapılarak kısa çalışma ödeneğine başvuru koşulları bir nebze de olsa kolaylaştırılmıştır. Geçici madde kapsamındaki kolaylaştırma 30.06.2020 tarihine kadar geçerli olacaktır. Buna göre: 4447 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 23 – 30/6/2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere, yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvuruları için, ek 2 nci maddenin üçüncü fıkrasında işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için öngörülen hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi hükmü, kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödenmiş olması şeklinde uygulanır. Bu koşulu taşımayanlar, kısa çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya devam eder.
Bu madde kapsamında kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmek için, iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekir. Bu madde kapsamında yapılan başvurular, başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde sonuçlandırılır.
Bu madde kapsamında yapılan başvuru tarihini 31/12/2020 tarihine kadar uzatmaya ve birinci fıkrada belirlenen günleri farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.”

Kısa çalışma ödeneği kapsamında işçilere kısa çalışma ödeneği ödenmesi ve Genel Sağlık Sigortası primlerinin ödenmesi hizmetleri sağlanmaktadır. Kısa çalışma ödeneği için işveren İŞKUR'un hazırladığı formu doldurarak başvuruda bulunur. İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu uygunluk tespiti tamamlandıktan sonra kısa çalışma ödeneği işçilere ödenir. 

Kısa çalışma ödeneği, çalışmadığı süreler için, işçinin kendisine ve aylık olarak her ayın beşinde ödenir. Ödemeler PTT Bank aracılığı ile yapılmaktadır. Ödeme tarihini öne çekmeye Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı yetkilidir.

2020 yılında ödenecek kısa çalışma ödeneğinin miktarı şu şekildedir: 

3. Kısa Çalışma Ödeneği Kapsamında Ödenen Primlerin Niteliği

Kısa çalışma yapılan süreler için, kısa çalışmaya tabi tutulan işçiler adına SGK Aylık Prim ve Hizmet Belgesi ile eksik gün gerekçesi “18-Kısa Çalışma Ödeneği” olarak bildirilir. İşçinin kısa çalışma ödeneği aldığı süre için genel sağlık sigortası primleri ödenmektedir. Söz konusu dönemde kısa ve uzun vadeli sigorta primleri aktarılmaz. 

Kısa çalışma ödeneğinin süresi üç ayı aşmamak kaydıyla kısa çalışma süresi kadardır ve kısa çalışma ödemeleri, hak edilen işsizlik ödeneğinden mahsup edilmektedir. Kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.

Zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılması halinde, ödemeler 4857 sayılı Kanunun 24. maddesinin (III) numaralı bendinde ve 40. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar. Bu bir haftalık süre içerisinde ücret ve prim yükümlülükleri işverene aittir. 

Kısa çalışma yapan işçinin çalışılmayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin ücret ve kısa çalışma ödeneği miktarı, kısa çalışma yapılan süreyle orantılı olarak işveren ve Kurum tarafından ödenir. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden, işçinin kusurundan kaynaklanan fazla ödemeler ise yasal faizi ile birlikte işçiden tahsil edilir.

Av. Ferman Kaya

Kısa çalışma ödeneğine ilişkin aşağıdaki Yargıtay kararı incelenebilir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/18292 E., 2017/22824 K. 

"İçtihat Metni" 22. Hukuk Dairesi 2015/18292 E. , 2017/22824 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ:TESPİT Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 

Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, kısa çalışma ödeneğinin iadesine yönelik kurum işleminin iptali ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin kısa çalışma ödeneği şartlarını yerine getirmediğinin anlaşılması üzerine ödenen meblağın geri iadesinin istendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı kuruma kısmen borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre ise, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir. 

Dava konusu ihtilafın yasal dayanağı 4447 sayılı Yasa'nın Ek 1. maddesidir. Sözü edilen bu yasa maddesinde,”Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir. Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren, kısa çalışma talebini, derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar, ilgili kurum ve kuruluşların da görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonundan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir. Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının %150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür. 

Zorlayıcı sebeplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri 4857 sayılı Kanun'un 24. maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanun'un 40. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar. Bu maddede yer alan kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir.” Somut olayda davacı şirket işveren, davalı ise Türkiye İş Kurumudur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4857 sayılı İş Kanunu'ndan değil 4447 sayılı Kanundan kaynaklanmaktadır. 4447 sayılı Yasa'nın Ek 1. maddesinde “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği” kullandırılması ile ilgili çıkan ihtilafların iş mahkemesinde görüleceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Yine davanın tarafları arasında işçi işveren ilişkisi de bulunmamaktadır. Bu haliyle davanın iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir. Davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi isabetsizdir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup dava şartı olduğundan bu husus re'sen nazara alınmalı ve karar bozulmalıdır. SONUÇ :Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder