15 Ekim 2015 Perşembe

Ankara Katliamı Üzerine Alınan Geniş Kapsamlı Yayın Yasağı Kararı Hukukun Neresinde Duruyor?

Ankara Katliamı Üzerine Alınan Yayın Yasağı Kararının Hukuka Uygunluğunun İncelenmesi
         



Yan tarafa görselini yerleştirdiğim yayın yasağı kararını incelediğimizde yasak için soyut birtakım tehlike vurguları yapılarak geniş anlamda bir yasak listesi sayılmış ve buna dayanak olarak 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 2'inci fıkrası gösterilmiştir.

Söz konusu madde: "Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir."

"Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir." şeklindedir.

1- Milletlerarası Anlaşmalarda Yer Alan Temel Hak ve Özgürlüklere İlişkin Hükümlerin 1982 Anayasasına Göre Uygulanırlığı ve Bu Hakların Yer Aldığı Bazı Sözleşme Hükümleri Çerçevesinde Yasağın Durumu

Yasağa dayanak kanun maddesindeki kurgu ve ruh hukuk devletine yakışacak nitelikte olmamakla birlikte bu madde bile yasaklama değil "sınırlanabilir" yaptırımını uygun görmüştür. Yani toplu bir şekilde yasaklanması kanuna da aykırı olacaktır.

Bununla birlikte, Anayasanın 90'ıncı maddesinin 5'inci fıkrası aynen şöyledir: "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." Madde hükmünde açıkça "temel hak ve özgürlüklere" ilişkin milletlerarası anlaşmaları hükümlerinin Anayasa ve diğer mevzuatın üzerinde olduğu kabul edilmiştir.

Birleşmiş Milletler tarafından "ifade ve ifadeyi yayma özgürlüğü"  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilmiş ve ülkemiz dahil birçok ülke tarafından kabul edilmiş temel insani haklardan bir tanesidir. Keza aynı hak taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de daha geniş bir yorumla yer almaktadır.

Tarafı olduğumuz "Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme" 19'uncu maddesi ifade özgürlüğü şu şekilde 

- Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır.

- Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak, her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın, sözlü, yazılı, basılmış, sanat veyahutta herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme, alma ve verme hakkıdır.

Sözleşmenin 20'inci madde sadece nefret suçuna ve şiddet propagandalarına ilişkin yasaklamaların sınırı çizilmiştir.

2- 1892 Anayasasına Göre Temek Hak ve Özgürlükler

Önce hakkı verip sonra hakkı sınırlayacak düzenlemeyi peşi sıra yapmak gibi birçok sorunu bulunan 1982 Anayasasında temel hak ve özgürlüklere ilişkin önemli düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı şöyledir:

- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder (Anayasa m. 12).

- Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz (Anayasa m. 13).

- Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir (Anayasa m. 15/1).

- Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır (Anayasa m. 22/1).

- Düşünce ve kanaat hürriyeti: Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz (Anayasa m. 25).


- Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti: Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir (Anayasa m. 26/1).

Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz Anayasa m. 28/1).

3- Yasağın Değinilen Hükümler Çerçevesinde Değerlendirilmesi

Değinilmiş olan yasa, Anayasa, temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümlerinin mevzuatımız üzerinde görüldüğü Milletlerarası Anlaşma hükümleri çerçevesinde şunu açıkça söyleyebiliriz ki; sınırları belirsiz, soyut bir tehlike ve soyut her şeyin korkusuna dayalı, insanların güvence altına alınmış temel insani hakkını en geniş anlamda yasaklayan bu karar açıkça hukuka aykırıdır. Diğer yandan hukuk devleti olma iddiasındaki bir ülkede bu tür soyut tehlikeye dayalı yasaklayıcı kararların hakimliklerce çıkartılması hukuk adına utanç vericidir.

Av. Ferman Kaya









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder