2 Ekim 2015 Cuma

İşçinin İşyerine Verdiği Zarar Sebebiyle İş Akdinin Feshi ve Zararın Tazminin Yargıtay Kararları Çerçevesinde İncelenmesi

1. İşçinin İşyerine Verdiği Zarar Nedeniyle İş Akdinin Feshi

İşçinin kusurlu ya da ihmali davranışları sebebiyle işvereni zarara uğratması iş hayatında yoğun olarak karşılaşılan durumlardandır. Uğranılan zarar çok büyük veya önemsenmeyecek kadar düşük olabilir. Hayatın olağan akışı çerçevesinde meydana gelecek zararların büyük olması halinde İş Kanunu, işverene iş sözleşmesini haklı olarak feshetme imkanı vermiştir. 
İş Kanunu’nun (4857 Sayılı Kanun) 25'inci maddesinin 2'nci fıkrasının (ı) bendi “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri,tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödemeyecek derecede hasar ve kayba uğratması” halinde işveren işçinin iş akdini tek taraflı olarak ve derhal fesih edebilir. Kanunun bu hükmünün uygulanabilmesi için;
  • İşçinin kusuru veya savsaması yüzünden zarar meydana gelmiş olmalıdır,
  • Zarar verilen madde, malzeme veya makine işyerine ait olmalı veya işyerinin tasarrufu  altında bulunmalıdır,
  • 30 günlük ücreti tutarıyla ödemeyecek derecede hasara veya kayba uğramış olmalıdır (Kanun net ve brüt ücret ayrımı yapmamıştır. İşçi lehine yorumlama ilkesi gereği olarak brüt ücret dikkate alınmalıdır).
unsurlarının gerçekleşmiş olması gerekir. İşyerine verilen zarar nedeniyle iş akdinin feshedilmesinde İşçinin vermiş olduğu zararın miktarı ve işçinin kusuru çok önemlidir. Nitekim işçinin kusurunun bulunmadığı bir zarar söz konusu ise işçinin sözleşmesi feshedilemeyecektir. Bununla birlikte, meydana gelen zarar, işçinin kişisel bilgi ve ehliyeti dışında verilen bir işten kaynaklanıyorsa bu halin varlığı halinde de iş akdi feshedilemez.

2- Verilen Zararın Tazmini

İşçinin kusurlu davranışı veya işi savsaması sebebiyle işyerine verdiği zararlar yukarıda belirtilen çerçevedeyse işveren iş sözleşmesini haklı sebeple feshedebilir. Bu halde işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı gibi, işyerine verdiği zararı da tazmin etmek zorunda kalabilir. İşveren zarar tazminini, Kanunun 38'inci maddesi çerçevesinde ve 26'ncı maddedeki süreler  dikkate alınarak talep etmelidir.

Av. Ferman Kaya


Konu ile ilgili aşağıdaki Yargıtay kararlarını incelmek faydalı olacaktır.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi         2013/13104 E.  ,  2014/8134 K.


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. İŞ MAHKEMESİ

TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2013/60-2013/438

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I 

A) Davacı İsteminin Özeti:
İş akdinin daha önce hiçbir uyarı almamasına rağmen ilk hatasından dolayı davalı şirket tarafından feshedildiğini ,tamir için bırakılan bir bilgisayarda hataya düşerken işvereni zarara uğratmak amacıyla hareket etmediğini ve işverenin feshe son çare olarak başvurmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davacının eyleminin üretim sürecini olumsuz etkilediğini ve bunun haklı nedenle derhal fesih sebebi olduğu savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının en son aldığı ücretin net 900 TL olduğu , davacının davalı işverenliği uğrattığı iddia olunan zarar miktarının faturaya göre 740,01 TL olduğu, İş Kanunu 25/i maddesinde belirtilen ''' İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” maddesi dikkate alındığında davacının davalı şirkete verildiği iddia olunan zarar miktarının 30 günlük ücretini geçmediği anlaşıldığından davalı tarafından yapılan feshin haklı olmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine karar verilmiştir.

D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosya içindeki belgelerden davacının kendine tamir için teslim edilen notebooktaki arızayı hatalı tespit ederek müşterinin ödeme yapmasına neden olduğu, daha sonra arızanın başka parçadan kaynaklandığının belirlenmesi üzerine yeni ödeme isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumun davalı açısından müşterileri nezninde prestij kaybı ve güvensizlik nedeni olduğu açıktır. Bu nedenle iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiği kabul edilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 
2. Davanın REDDİNE, 
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 228.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 
Kesin olarak 13.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 



Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/13705 E., 2012/6453 K.

  • FESHİN GEÇERSİZLİĞİ
  • HAKLI NEDEN
  • İŞE İADE


  • 4857 S. İŞ KANUNU [ Madde 25 ]


  • "İçtihat Metni"


    Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. 


    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. 

    Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 

    Davacı, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmaksızın feshedildiğini, feshin geçersizliğine, işe iadeye ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir. 

    Davalı T…

    … Taşıt Mua. İst. Yapım ve İşletim A.Ş. vekili, müvekkili şirketin Türkiye genelinde faaliyette bulunması nedeniyle T…

    … K…

    … Muayene İstasyonları İşletim ve Ticaret A.Ş. ile sözleşme imzalayarak K…

    … ilindeki yürütülecek araç muayene faaliyetini bu şirkete devrettiğini ve davacı ile aralarında iş ilişkisi kalmadığını, sadece diğer davalının yaptığı muayenede teknik denetimden sorumluluğun söz konusu olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, diğer yandan davacının 17.04.2010 tarihinde muaye-nesini yaptığı bir aracın istasyon amiri tarafından yeniden muayene edilmesi üzerine ağır kusurlarının olduğunun tespit edildiğini, görevini tam ve gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle davacının sözleşmesinin haklı olarak sonlandırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. 

    Davalı T…

    … K…

    … Araç Mua. İst. İşl. ve Tic. A.Ş. vekili, araç muayene uzmanı olarak çalışan davacının bir aracı muayene ettikten sonra söz konusu araçtan, araç sürücüsünden ve davacıdan şüphelenilmesi üzerine araçtaki sınırsız sayıda eksikliklerin giderilmeme ihtimalini gözönünde bulunduran istasyon amirinin aracı aynı gün yenileme muayenesine tabi tuttuğunu, bu inceleme sonunda davacının usulsüz muayene raporu tanzim ettiğinin tespit edildiğini ve bulunan eksiklikler üzerine davacının iş sözleşmesinin haklı olarak sonlandırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. 

    Mahkemece, davacının işverence kusurlu görülen ilk ve tek davranışı nedeniyle iş sözleşmesinin sonlandırıldığı, feshe konu yapılan davranış nedeniyle davacının daha önce uyarıldığına ya da davacının davranışı tekrarladığına ilişkin kanıtın bulunmadığı, davacının araç muayenesini yaparken işvereni zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğini söylemenin mümkün olmadığı, işverenin feshe son çare olarak başvurmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 

    Karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir. 

    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 35. maddesine göre araç muayene işinin yürütümünün sıkı kurallara bağlandığı, Araç Muayene İstasyonlarının Açılması İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmeliğin 8 ve 12. maddesinde araç muayene görevinin nasıl yapacağının açıkça anlatıldığı görülmektedir. 

    Araç muayenesi kamu güvenliğini doğrudan ilgilendiren bir işlemdir. Özellikle trafik güvenliği açısından çalışanların azami özen gösterme yükümlülüğü içinde olmaları kanundan doğan zorunluluktur. 

    4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.


    Somut uyuşmazlıkta, davacının, davalıya ait araç muayene istasyonunda araç muayene uzmanı olarak çalıştığı, servis aracı olarak kullanılan otobüsü muayene ederken servis freni uygunsuz şekilde monte edilmiş, far-cam reflektör içi nemli ve ön aks akson aşınmış şeklindeki kusurları hafif kusur olarak değerlendirdiği, sonradan yapılan kontrolde ise belirlenen bu kusurların ağır kusur olması nedeniyle araç muayenesinin onaylanmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde davacının yapmakla yükümlü olduğu asli işi olan ve trafikte mal ve can güvenliği açısından önemi tartışılamayacak nitelikteki araç muayenesi işinde, tespit edilen davranışının işverenin güvenini sarsıcı, ahlak ve iyiniyet kurallarına uygun olmayan haller arasında olduğu tartışmasızdır. Fesih haklı nedene dayanmaktadır. İşe iade isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. 


    Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. 

    H ü k ü m: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 

    1- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 

    2- Davanın REDDİNE, 

    3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 

    4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 235,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 

    5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 

    6- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    kaynak:https://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/GelismisDokumanAraServlet?dokumanTurleriString=YARGITAYKARARI,&aranan=zarara%20u%C4%9Fratmak&aramaG=sdsorRxP&baslangic=20&son=40&dokumanTuruAdi=YARGITAYKARARI&fromSonucSayfasindan=TRUE&sonucSayfasi=yeniTasarim/aramaSonuc.jsp&sirala=3&mevzuatAdi=null&mevzuatNo=null&mevzuatMadde=null

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder