1 Ekim 2015 Perşembe

Tüketici Hakem Heyetlerinden İstenen Manevi Tazminat Talepleri

Manevi Tazminat Taleplerinin Tüketici Hakem Heyetlerinden İstenip İstenemeyeceği Meselesi

Tüketici Hakem Heyetine başvurabilmek için, öncelikli olarak uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (6502 Sayılı Kanun, TKHK) kapsamda kaynaklanmış olması ve uyuşmazlığın taraflarından birisinin tüketici sıfatını haiz olması gerekir (TKHK m. 3/l ve k). Bu bağlamda Tüketici Hakem Heyetlerine kanunda belirtilmiş parasal sınırlara dikkat etmek kaydı ile tüketiciler (TKHK m. 68) başvurabilir.

Tüketici maddi ve manevi talepleri birlikte istemişse her ikisinin toplamına göre TKHK m. 68'deki parasal sınıra göre hareket edilmelidir. (Pekcanıtez, Hakan; Tüketici Mahkemeleri, İstanbul Barosu Dergisi, 1996/4, 5, 6. C.LXX, s. 141 - 161). Yine doktrindeki bir görüşe göre TKHK'nın uygulanmasında ortaya çıkan ve kanunda belirlenmiş olan bir miktarın altında kalan bütün uyuşmazlıklar için (maddi ve manevi tazminat talepleri, takipten önce ve sonra açılan menfi tespit davaları, itirazın iptali davaları da dahil) tüketici sorunları hakem heyetine başvuru zorunludur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 18.3.2015 tarih ve 2015/4623E ve 2015/873 K. sayılı kararında: “…İtirazın iptaline ilişkin istem hakkında karar verme yetkisi mahkemede olduğuna ve tüketici hakem heyetinin mahkeme niteliğinde olmadığına göre tüketici hakem heyeti itirazın iptali olarak önüne gelen olayları alacak şeklinde karara bağlamak ve kendilerine yapılan başvuruları her halükarda kabul etmek zorundadır." şeklinde karar vermiştir (Legalbank).

Tüketici Hakem Heyetlerinin yetki alanı ise Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 7'nci maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

(1) İl tüketici hakem heyetleri il sınırları içinde, ilçe tüketici hakem heyetleri ise ilçe sınırları içinde yetkilidir. Tüketici hakem heyeti kurulmayan ilçelerde Bakanlıkça o ilçe için belirlenen tüketici hakem heyeti yetkilidir.



(2) Başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir.

(3) İkinci fıkra uyarınca başvuru yapılabilecek ilçede tüketici hakem heyetinin kurulmamış olması halinde tüketiciler o ilçe kaymakamlığına başvuru yapabilir. Yapılan bu başvurular, kaymakamlıklarca gereği yapılmak üzere Bakanlıkça belirlenen yetkili tüketici hakem heyetine intikal ettirilir.


Yargıtay 13. Hukuk Dairesi birçok kararında kanundaki parasal sınırlar içinde kalmak kaydı ile manevi tazminat taleplerinin Tüketici Hakem Heyetlerinden istenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27.12.2004 tarih ve 2004/15255E ve 2004/18969 K. sayılı kararında "...4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. Maddesi gereğince davanın değerine göre Tüketici Hakem Heyetine başvurunun zorunlu olduğu uyuşmazlıkların tespitinde, ayıplı  hizmet nedeni ile uğranılan manevi zarar bedelinin de dahil edilmesi gerekir. Bu nedenle, davacının talebi olan tur bedeli ile manevi tazminat bedeli toplamı 300.000.000.- TL değerin hizmetin gerçekleştiği tarih itibariyle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru için zorunlu olan değerin üstünde olması nedeni, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken ön şart yokluğundan davanın reddi usul ve yasaya aykırı... bulmuştur. 

Av. Ferman Kaya


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder