22 Haziran 2015 Pazartesi

Maaş Haczi ve Emekli Maaşına Haciz Konur mu?

İcra İflas Kanununa Göre Maaş Haczi ve Emekli Aylığının Haczedilip Edilemeyeceği Hususu

1- Maaş Haczine İlişkin Hükümler

2004 Sayılı İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 83'üncü maddesinde "kısmen haczi caiz olan şeyler" belirlenmiştir. Düzenlememeye göre: (Değişik: 3/7/1940 - 3890/1 md.) "maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir."

"Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez" (Değişik: 12/4/1968 - 1045/1 md).

İİK m. 83/a hükmüne göre: "82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir."

Değinilmiş olan maddelerin düzenlenişinde anlaşılacağı üzere kişinin rızası olmadan maaşının ¼ ünden fazlası hiçbir şekilde hazcedilemeyecektir. Uygulamada maaş haczi de diğer tüm hacizler gibi icra dosyasının kesinleşmesinden sonra konulabilir. Maaş hacizlerinde en önemli husus maaşının en fazla ¼ ü kesilebileceği hususudur.

Maaş haczi konulması için öncelikle bir icra takibinin açılması ve icra takibinin kesinleşmesi gerekmektedir. İcra takibi kesinleştikten sonra UYAP sistemi üzerinden SGK sorgulaması yapılarak kişinin çalışıp çalışmadığı tespit edilir. Kişinin çalışıyor olması durumunda alacaklı vekilinin talebi ile işyerine icra müdürlüğü tarafından gönderilecek bir tebligat ile işçinin maaşına haciz konulması işvereninden istenir.

Maaş ve ücretlerin kesilmesinde nasıl bir usul izleneceği İİK'nın 355'inci maddesinde şöyle düzenlenmiştir: "Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haciz olunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeye mecburdurlar."

"Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almayı mucip olacak surette vuku bulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de mal memuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeye ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeye mecburdur."

Yine İİK m. 356 hükmünde maaş haczi hükümlerine riaayet etmeyen işverenler hakkında yapılacaklar düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre: Yukarıdaki (355. madde) madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.

2- Uygulamada Maaş Haczi ve Emekli Maaşının Haczi

Uygulamada maaş hacizleri ile ilgili birçok sorun yaşanmaktadır. Önemli sorunlardan bir tanesi de emekli maaşlarının haciz edilip edilemeyeceğidir. Bu hususla ilgili olarak 5510 Sayılı Kanun'un (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) yürürlüğe girmesinden önce de 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 121'inci maddesinde: “Bu kanun gereğince bağlanacak gelir ve aylıklar ve sağlanacak yardımlar nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.” hükmü yer almaktaydı. Kanun koyucu bu hükmü 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56'ncı maddesiyle "Değişik 5510 sayılı yasanın 93'üncü maddesinde" aynen benimsemiştir. Buna göre “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88'inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklarla nafaka borçları dışında haczedilemez.” İİK'nın 83/a maddesindeki: "İİK.nun 82 ve 83'üncü maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir" hükmüne karşın; 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanun'un (Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun - Şubat 2009, 27155 sayılı Resmi Gazete) 32'nci maddesiyle değişik 5510 Sayılı SGK'nın 93/1'inci maddesinde, "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedileceği" düzenlemesine yer verilmiştir. 

Bu hükmün İİK'nın 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği ve takip hukukuna göre icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 Sayılı Yasanın 93'üncü maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığı, yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun başka teminatlara başvurulmadan ödenmesine imkan sağladığı uygulamada kabul görmektedir. Nitekim Yargıtay'ın kararları da bu yöndedir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 2014/9623, Karar: 2015/1259, Karar Tarihi: 26.01.2015).



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder