23 Haziran 2015 Salı

Öneri ve Kabul Hususlarının 6098 Sayılı Borçlar Kanununda Düzenlenişi ve Bu Hususlara İlişkin Yargıtay Kararı

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununda Öneri ve Kabul

Öneri (icap) ve kabul Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK, 6098 Sayılı Kanun) 3 ile 11'inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK'nın 3'üncü maddesinde süreli öneri: "Kabul için süre belirleyerek bir sözleşme yapılmasını öneren, bu sürenin sona ermesine kadar önerisiyle bağlıdır. Kabul bu süre içinde kendisine ulaşmazsa; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur." şeklinde hükümleştirilmiştir.

1- Hazır olanlar arasında süresiz öneri 

TBK'nın 4'üncü maddede: "Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur." şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin ikinci fıkrası ise "telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır." hükmüne haizdir. Bu düzenleme ile doğrudan iletişim sağlayabilen araçlarla yapılmış öneri ve kabul hazırlar arasında yapılmış sayılacaktır.

2- Hazır olmayanlar arasında süresiz öneri

TBK'nın 5'inci maddesinde hazır olmayanlar arasında süresiz öneri: "kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan öneri, zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar, önereni bağlar. Öneren, önerisini zamanında ulaşmış sayabilir. Zamanında gönderilen kabul, önerene geç ulaşır ve öneren onunla bağlı olmak istemezse, durumu hemen kabul edene bildirmek zorundadır." şeklinde hüküm altına alınmıştır.

3- Örtülü kabul

Örtülü kabul hususu TBK 6'ncı maddesinde: "öneren, kanun veya işin özelliği ya da durumun gereği açık bir kabulü beklemek zorunda değilse, öneri uygun bir sürede reddedilmediği takdirde, sözleşme kurulmuş sayılır." denilmek suretiyle hükümleştirilmiştir.

4- Ismarlanmayan şeyin gönderilmesi

Ismarlanmayan bir şeyin gönderilmesi hali TBK 7'nci maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu maddeye göre: "Ismarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir."

5- Bağlayıcı olmayan öneri ve herkese açık öneri

TBK m. 8 hükmüne göre: "öneren, önerisi ile bağlı olmama hakkının saklı olduğunu açıkça belirtirse veya işin özelliğinden ya da durumun gereğinden bağlanma niyetinde olmadığı anlaşılırsa, önerisi kendisini bağlamaz."

"Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır."

6- İlan yoluyla ödül sözü verme

İlan yolu ile bir vaatte bulunanlar önerileri ile bağlı olacaktır. Nitekim bu hususu düzenleyen TBK'nın 9'uncu maddesine göre: "Bir sonucun gerçekleşmesi karşılığında ödül vereceğini ilan yoluyla duyuran kimse, sözünü yerine getirmekle yükümlüdür."

"Ödül sözü veren, sonucun gerçekleşmesinden önce sözünden cayarsa veya sonucun gerçekleşmesini engellerse, dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılan giderleri ödemekle yükümlüdür. Ancak, bir ya da birden çok kişiye ödenecek giderlerin toplamı, ödülün değerini aşamaz."

"Ödül sözü veren, giderlerinin ödenmesini isteyenlerin beklenen sonucu gerçekleştiremeyeceklerini ispat ederse, giderleri ödeme yükümlülüğünden kurtulur." 

7- Önerinin ve kabulün geri alınması

Geri alma açıklaması, diğer tarafa öneriden önce veya aynı anda ulaşmış ya da daha sonra ulaşmakla birlikte diğer tarafça öneriden önce öğrenilmiş olursa, öneri yapılmamış sayılır. Bu kural, kabulün geri alınmasında da uygulanır (6098 Sayılı Kanun m.10). 

8- Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı

Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur.

Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur (6098 Sayılı Kanun m.11).

Av. Ferman Kaya


Öneri ve kabul hususlarının tartışıldığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı.

kaynak: https://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/GelismisDokumanAraServlet


Hukuk Genel Kurulu 2012/14-167 E. , 2012/399 K.

İCAP
YAPI ORTAKLIĞINDA BAĞIMSIZ BÖLÜM BEDELİNİN TESPİTI
YAPI ORTAKLIĞI ÜYESİNİN TESCİL DAVASI
GAZETE HABERİNİN İCAP NİTELİĞİ
BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 7

ÖZET: İcap, bir akdi meydana getirmek amacı ile bir şahsın teklifini ihtiva eden ve karşı tarafa yöneltilen bir irade beyanıdır. İcap, kural olarak belirli bir veya birkaç kişiye yöneltilebileceği gibi, genele de yöneltilebilmesi mümkündür.

Bir beyanın, akdin yapılmasına olanak veren bir icap mı, yoksa bir icaba davet mi olduğunu tesbit, söz konusu beyanın yorumuna bağlıdır.

Bu konuda irade beyanlarının yorumunda başvurulan ve genel kabul gören güven teorisi ışığında gerek beyanda bulunanın beyanının içeriğine, gerekse beyanın yapıldığı hal ve şartlara bakılarak bir sonuca varılır.

İçtihat Metni:

Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sakarya 1.Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair verilen 28.04.2011 gün ve 2010/238-2011/247 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 11.07.2011 gün ve 8211-9086 sayılı ilamı ile;

(...Dava, üye olunan yapı ortaklığı nedeniyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek tazminat taleplerine ilişkindir.

Davalı, yapılan ödeme tutarının doğru olduğunu, davacının dairesinde oturduğunu, dairenin bedelini ödemesi halinde taşınmazın tapusunun verileceğini belirtmiştir.

Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü, davacı temyiz etmiştir.

Taraflar arasındaki sözleşmenin işin bedeline ilişkin 7.maddesinde "maliyetler Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün belirlediği fiyatlardan %25 daha düşük olacaktır" hükmü bulunduğundan, temlik işlemine konu işin bedelinin bu hüküm uyarınca belirlenmesi gerekir. Bilirkişiler, 13.08.2009 tarihli raporlarında bu fiyatı 60.672,00 TL olarak saptamıştır. Ancak, davalı ilan yoluyla icabında (önerisinde) konut satış bedelini 37.000,00 TL olarak kabul etmiştir. Davacının yaptığı ödemeler tutarı 22.250 TL olduğuna göre (37.000,00 TL-22.250.00 TL)=11.250 TL eksik ödenen miktarın davalıya ödenmek üzere davacı tarafından depo ettirilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu husus gözetilmeden davacıya 27.783 depo ettirilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili 

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, 31.07.2006 tarihli yapı ortaklığına kabul sözleşmesi nedeni ile ödenmeyen bir kısım borcun varlığı tespit edilirse bunun da depo edilmesi koşuluyla tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek tazminat taleplerine ilişkindir.

Mahkemenin, taraflar arasındaki sözleşmenin bedele ilişkin 7. maddesi hükmünü esas alarak bir değerlendirme yapan bilirkişi raporunu benimseyerek tapu iptali ve tescili davasının kabulüne dair verdiği karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmünü davacı vekili, temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davaya konu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz bedelinin yerel gazete haberindeki miktara göre mi yoksa taraflar arasındaki sözleşme hükmü dikkate alınarak mı belirlenmesi gerektiği, noktasında toplanmaktadır.

Bu noktada, yerel gazetede çıkan haberin hukuki niteliğinin belirlenmesinden önce “icap” hakkında genel bir açıklama yapılmasında yarar vardır.

İcap, bir akdi meydana getirmek amacı ile bir şahsın teklifini ihtiva eden ve karşı tarafa yöneltilen bir irade beyanıdır. İcap, kural olarak belirli bir veya birkaç kişiye yöneltilebileceği gibi, genele de yöneltilebilmesi mümkündür.

Bir beyanın, akdin yapılmasına olanak veren bir icap mı, yoksa bir icaba davet mi olduğunu tesbit, söz konusu beyanın yorumuna bağlıdır.

Bu konuda irade beyanlarının yorumunda başvurulan ve genel kabul gören güven teorisi ışığında gerek beyanda bulunanın beyanının içeriğine, gerekse beyanın yapıldığı hal ve şartlara bakılarak bir sonuca varılır.

Nitekim, 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) m.7/f.1'de şu hüküm yer almaktadır: “İcabı dermayan eden kimse bu baptaki hakları mahfuz olduğunu sarahaten beyan eder, yahut akdi iltizam etmemek niyetinde olduğu gerek halin muktezasından gerek işin hususi mahiyetinden istidlal olunursa, icap, lüzum ifade etmez.”

İcap, karşı tarafa (muhataba) akdi kurma olanağını verir ve icapta bulunan buna engel olamaz. Böyle bir etkinin meydana gelebilmesi için, icabın hukuki işlemlerde aranan geçerlilik şartlarını haiz olması ve yapılacak akdin esaslı unsurlarını taşıması gerekir. Yapılan beyanın akdin esaslı unsurlarını taşımaması bir icap değil, icaba davette bulunma niyetinden de ileri gelebilir (Oğuzman/Öz:Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Filiz Kitabevi, İstanbul 1995 Sahife:47-51).

Somut olaya gelince; davacı ile davalı arasındaki sözleşme 31.07.2006 başlangıç tarihli olup, sözleşmenin bedele ilişkin 7.maddesi “...maliyetler Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nün belirlediği fiyatlardan % 25 daha düşük olacaktır" hükmü içermektedir.

Öte yandan, 14 Aralık 2006 tarihli yerel gazetede çıkan haberde “37 bin YTL'ye konut” başlığı altında “Adapazarı Tekeler Mahallesi Çevreyolu üzerinde kurulan Ç. Konut Yapı Ortaklığı sayesinde, 900 kişi 3 yıl içinde toplam 37 bin YTL'ye(37 Milyar) ev sahibi olacak.” denilmiş; haberin devamında ise “Tank Palet Fabrikasından işçi emeklisi olan ve yıllardır kooperatifçilik yapan N. Ataşen, yapı ortaklığı adı altında kurduğu sistem ile 10 bin YTL'si peşin, kalanı ise 3 yılda her ay ödemeli olarak 900 kişiyi ev sahibi yapmayı hedefledi. Çevreyolu üzerinde bodrum üstü iki kat olarak yapılan 125 m² büyüklüğündeki üç oda bir salondan oluşan konutların ilk bölümünü Mayıs 2007'de, ikinci bölümünü ise Ağustos 2008'de teslim edeceklerini belirten Ataşen, 'Şu anda 900 kişi konut için başvurdu. Yerlerimiz tümüyle doldu. 31-25 ve 37 Bin YTL'ye kadar üyelerimizi ev sahibi yapıyoruz.” şeklinde ibarelere yer verildiği görülmektedir.

Yukarıda yerel gazeteye konu olan haber içeriğinin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, davalı tarafın beyanının hukuki nitelikçe bir sözleşmenin kurulmasını amaçlayan icap olarak değerlendirilemez. Bunun yanında, davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisinin başlangıcının 31.07.2006 tarihi olduğu dikkate alındığında, bu tarihten daha sonrasına denk düşen 14.12.2006 tarihli yerel gazetedeki haber içeriğinin dikkate alınarak sözleşme bedelinin buna göre saptanması hukuken olanaklı değildir.

Şu durumda, yerel mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin bedele yönelik 7.maddesini gözönünde tutarak, yerel gazete haberindeki ilan yoluyla icapta belirtilen miktara göre sözleşme bedelinin belirlenmesi gerektiğine işaret eden Özel Daire bozma ilamına karşı direnmesi usul ve yasaya uygundur.

Ne varki, Yüksek Özel Daire bozma nedenine göre, somut uyuşmazlıkta bilirkişi raporunda belirlenen satıma konu bedelin miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarını incelemediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, davacı vekilinin satıma konu bedelin miktarına ve diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, HUMK'un 440/1.maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.06.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder